Peygamber -Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem-buyurmuşlardır ki:
“Cenâb-ı Hakk’a rızâya ermiş olarak mülâki olmak arzusunda bulunanlar bana çokça salât göndersinler. ” (1)
“Tahkîkan sizden bana en yakın olan kimse beni çokça salât ve selâmla yâd edenlerdir. ” (2)
“İhtiyâcı bulunan bir şeyi te’minde zorluğa düşen bir kimse bana çokça salât ve selâm göndersin. Tahkîkan salât ve selâm gam ve kederleri izâle eyler, rızıkları bollaşdırır, ve müşkilleri hall etmek için yegâne bir vesiledir.” (3)
“Muhakkak ki insanların en ziyâde cimri olanı yanında ismim anılıp da bana salavât ve selâm göndermeyen kimsedir. ” (4)
“Bir kimse yanında ismim zikrolunur da bana salât ve selâm göndermezse o kimse şakîdir.” (5)
Bize olan muhabbetinden dolayı: “Allah Teâlâ Muhammed – aleyhi’s-salâtü ve’s-selâm-ı lâyık olduğu şekilde mükâfatlandırsın.” diyen kimse yetmiş kâtibi bin sabah yormuş olur.(6) Yâni bundan hâsıl olacak sevâbı yetmiş kâtib bin gün müddette yazmakla zor bitirirler, demektir.
Peygamber -aleyhisselâm-a salât edilinceye kadar her duâ yolda bekler, gitmez, kalır.”
“Allah’ın ismi zikrolunmaksızın ve bana salavât gönderilmeksizin başlanan bir iş kesilir kalır, batar. Bütün bereketlerden mahrum olur” (7)
“Allah Teâlâ bana ümmetim için iki emân indirdi. Bunlar:
“Sen onların içinde bulunduğun müddetçe Allah onlara azâb edecek değildir. Onlar istiğfara devâm etdik-leri müddetçe de Allah onlara azâb edici değildir. ” (8) Ben gidince onların arasında kıyamete kadar istiğfarı bırakdım.” (9)
(1) bk. Tuhfetü’z-zâkirîn, 29.
(2) Tirmizî, Ebû Dâvûd.
(3) Kenzü’l-irfân, 5.
(4) Tirmizî.
(5) el-Ezkâr, 107; Tuhfetû’z-zâkirîn, 25 vd.
(6) Râmûzû’l ehâdis.
(7) Ebû Dâvud.
(8) Enfâl Sûresi, 33.
(9) el-Câmiûs-Sağir.